26 Kasım 2010 Cuma

Ortasından başlayan yazı

Belki kabul olmayacaktı ama yine de denemek istedi.Dua etti küçük kız,bütün kalbiyle,bütün samimiyetiyle.Dua ederken gözlerini kapatırdı hep,yine öyle yaptı.Mavi kanatlarından yaldızlar saçılan kuşu gördü önce,gülümsedi:başarmıştı.
Düşler alemi pek bir ilginçti,bilinçaltına göre şekilleniyordu.Bugün yediği dondurmanın etkisiyle Twister temalıydı mesela.Inception'daki o betonarmeler,kovalamacalar,Leonardo Di Caprio falan da yoktu.Küçük kız aptal değildi hem;Leo'nun gerçek adının Jack olduğunu ve Titanic faciasında öldüğünü biliyordu.Mavi kuş da Teoman'la Bülent Ortaçgil'in fantezilerindeki gibi değildi zaten.Eğer hikayenin başını okusaydınız bilirdiniz bunu.
Mavi kuş telepatikti;küçük kızın düşünceleri onun beyninde dalgalar halinde yayılıyordu suda sektirilen taş misali.Küçük kızla tanıştığı ilk günü düşündü,flashback'lere zaman ayıramayacak bir yazarın hayal ürünü olduğunu anımsadı sonra.Yazar da o anda duruma müdahale etti,giriş bölümüne attı topu.Giriş yine karşılayamadı bu servisi.Çok heyecanlı bir maçtı.
Küçük kızın her şeyi olmuştu Mavi kuş,Twister bile onunla anlamlıydı.Tıpkı Cim Tart ve Sen-sun gibi.Küçük kız boğazına ne kadar düşkün olduğunu bir kez daha idrak etti o an."Madem flashback için vakit yok,karakterlerle okuyucu arasında bir bağ kuralım" diye düşünüyordu yazarımız çünkü.Yoksa küçük kız aptal falan değildi,ayrıca bilinçli bir tüketiciydi.Son kullanma tarihine bakmadan almazdı hiçbir şeyi.Acaba Mavi kuş da miadını dolduracak mıydı bir gün Cim Tart gibi?Bu düşünce evlat acısı gibi çöreklendi yüreğine.Evlat dediysek lahana bebeği kastediyoruz tabii,çünkü küçük kız gerçekten çok küçüktü.
Mavi Kuş'un da kendisi gibi büyülü,benzersiz bir blog'u vardı.Orada emsalsiz ama efsunlu bir yazı paylaşmıştı Küçük kız ile ilgili.Aynı yatağa serilen nevresimin farklı motifleriyiz,ama aynı tekstil fabrikasında dokunduk demeye getirmişti Küçük Kız'ın yazısından alıntı yaparak.El emeği göz nuru devri çoktan kapanmıştı,yoksa dokuma tezgahında ilmek atarken kör olan bir genç kız hikayesi de kaynardı araya.Teknolojiye bir kez daha şükretti yazar,bir de onu kaldıramazdı bu bünye.
Küçük kız,gerçekten çok küçüktü.Mavi Kuş'un yanında kendini daha da küçük,daha çocuk,daha mutlu hissediyordu.Mavi Kuş onun için ozon terapisi gibiydi,damarlarında dolaşan kanı saflaştırarak gençleştiriyordu onu.Her derde devaydı o.C vitamini deposuydu bazen,turunç tadındaydı.Bazen Yavuzlar'dan alınan bir supangle lezzetinde,bazen de Tonton'dan yenilen bir döner eşsizliğindeydi.Ama yeter ki Kare pizza olmasındı.Beyninden çok midesiyle mi düşünüyordu Küçük Kız?Bu sorunun cevabı giriş bölümünde değil,sonuçta saklıydı.Ama ne yazık ki ortasında başlayan yazı yine tam ortasında bitecekti.
Mavi Kuş yüreğinizin en derinlerine işleyen sözlerle ifade ederdi duygularını,göz yaşı merkezini aktive edecek kadar başarılıydı genelde.Ama Küçük Kız dudak köşelerini hedef alırdı.Daha spesifik olmak gerekirse;Latince ismi Musculus Risorius olan,halk arasında "gülme kası" olarak bilinen yeri.Biri fa minörden girerken,diğeri do majorden başlar,ama aynı mahur bestede buluşurlardı.Nasıl oluyor o diye sormayın,oluyordu işte.
Ve Küçük kız bir şarkı mırıldanarak bitirmek istedi "orta oyunu"nun 'son' sahnesini.
"Mavi kuş sanki bir düş
Kaşla göz arasında
Geceyle gündüz ortasında
Sokaklar bile sokaklara kesişir
Gölgeler ki güneşe bağlı
Biz ikimizde öyleyiz"

1 yorum:

  1. altta puanlama kısmı var ya u yazının..hani diyo ya bana 'gel de beğenme ' diye hakikaen öyle gel de beğenme...
    düşünüyorum düşünüyorum içinden çıkamıyorum...benim bunca tarifsiz kelimenin içinde sonuna ulaşabileceğim labirentler çizen arkadaşımla,ayçekirdekli galetaların ayçekireğini insaların kendi ağzı ile açtığını düşünen sevimli ötesi muziplik harikası bitanem aynı kişi mi?hıhı ... cevabı güldürücü ,düşündürücü ama ne mutlu bana hem labirentler içinde dolaştırılıyorum hem de tıkandığım yerde soluklanıp çizerimle twister keyfi yapıyorum...evet..galiba seni ço seviyorum..çok saçma oldu biliyorum ama olsun kendimi de sevviyorum bu en saçmalayan halimle=)

    YanıtlaSil